27.09.2008

Merseyside klasiği 0-2






8 maçtır kendi sahasında Liverpool'u yenememe hastalığını 9 maça çıkardı Everton, hem de yine maçı 11 kişi tamamlayamadan ve daha kötüsü 90 dakika boyunca kazanmak için hiçbir şey yapamadan. Sadece Cahill ile skor için çalıştı Everton o da atılınca hiç dirençleri kalmadı. Carragher ve Gerrard'ın inanılmaz hırsları, Torres'in klası ile birleşince rahat bir galibiyet çıktı Merseyside derbisinden. Kendi sahasında 3. maçında 3. yenilgisini alan Everton'da iç saha maçlarında bile deplasmanda oynarmış gibi kadrolar çıkaran David Moyes bazı düzenlemeler yapacaktır, yoksa tipik bir deplasman takımı olup çıkacaklar, bu da yükselişlerini durduracaktır.

Liverpool'lu futbolcular hafta arasında Rooney'nin "Liverpool'un şampiyonluk şansı yok, en iyi ihtimalle 3. olurlar" demecinden sonra hırslı ve derli toplu bir oyun sergilediler ama bu nekadar devam eder göreceğiz.

Toon Army mi? Cartoon Army mi?


Yılların Toon Army Newcastle'ı artık ciddi manada dalga konusu oldu, lakabları bile değişti Cartoon Army yapıldı basın tarafından, son olarak da "Ben salak değilim, muhtemelen bu işi kimse yapmak istemediği için bana teklif edildi" diyerek göreve getirilen 61 yaşındaki Joe Kinnear ile şanslarını deneyecekler. Yapılan anketlerde çoğunluk bu sene küme düşme adayları arasında Newcastle'ı da gösteriyor. Bakalım son 9 ay içinde 3. Newcastle menajeri olan Kinnear takımı düzlüğe çıkarabilecek mi?

22.09.2008

Chelsea - Man Utd


Isınma sırasında Deco'yu, 12. dakikada da Carvalho'yu sakatlığa kurban vermesine rağmen galibiyet yemini eden Man Utd'dan puan almayı başaran Chelsea'de menajer Scolari, "Sezon başından beri en iyi futbolumuzu oynadık, mutluyum" dedi. Skor tabiki önemli, futbolun meyvesi ama Scolari 3 gün önce 4-0 kazandıkları maçtan sonra takımının performansını eleştirmişti, bugün ise berabere kalmalarına rağmen oyuncularında övgüyle söz etti. Sadece skora göre yazan, konuşan yorumculara örnek olması dileğiyle... Chelsea 85 maçtır kendi sahasında kaybetmiyor ama Scolari bu rekor olayını umursamadıklarını dolayısıyla kendilerinde bir stres yaratmadığını söyledi. Bu arada 24 saat içinde Brezilya'dan Mineiro isimli genç bir oyuncu ile sözleşme imzalayacaklar.


Man Utd
lige daha kötü bir başlangıç yapamazdı. 4 maçta tek galibiyetleri var, 2 beraberlik, 1 de yenilgi. Pozitif bakabilecekleri konu Chelsea ve Liverpool deplasmanlarını atlatmış olmaları. Berbatov'un takıma alışması, Ronaldo'nun da sakatlık sonrasında formunu bulmasıyla yükselişe geçeceklerinden hiç şüphemiz yok. 1-1

20.09.2008

Çekirgeymiş


Liverpool'un 1'er farklı galibiyetlerinin çekirge sıçraması yada form bulunana kadar alınan değerli puanlar olduğunu düşünmüştük. Bugünkü maç bu sene Liverpool'dan her sene olduğu gibi hiçbirşey olmayacağını bizlere gösterdi. Stoke City gibi yürümeye mecali olmayan, 2. lig kalitesinde, defans yapmaktan bile aciz bir takıma karşı bırakın farklı galibiyeti, tek farklı galibiyet bile alamayan, galibiyeti de geçtik baskı kuramayan bir takım PL şampiyonluğunu aklının ucundan bile geçirmemelidir.

Elinizde Chelsea gibi fantastik bir kadro varsa kötü oynasanız bile maçları mutlaka kazanırsınız ama Liverpool gibi bir kadroya sahipseniz yani sadece Torres ve Gerrard gibi iki kurtarıcınız varsa kadronun geri kalanı averaj oyuncular olduğu için şansa birkaç galibiyet alırsınız ve en iyi ihtimalle 4. olursunuz.

Averaj oyuncular gönderip yerlerine averaj oyuncular alan Benitez, uzun soluklu turnuvaların hocası olmadığını bu sene de bizlere gösterdi. Liverpool'un bundan sonra hedefi her zaman olduğu gibi 4.'lüktür. Hayırlı olsun... 0-0

It's a free world


Ken Loach'dan bir başka toplumsal yapıt. Günümüz Londra'sında göçmen sorununu onların değil sorumluluların gözünden ele alan mükemmel bir dram.

30'larına gelmiş, çocuğunu yetiştirmeye çalışan genç İngiliz Angie kötü muamele gördüğü işinden ayrılır ve kendi işini kurmaya karar verir. Göçmenlere iş bulmaya başlar ama bu süreçte para kazanma hırsının hangi boyutlara ulaşabildiğine tanık oluruz. Kaçırılmaması gereken bir film...

Gösterim Tarihi: 19 Eylül 2008
Yönetmen: Ken Loach
Oyuncular: Kierston Wareing, Juliet Ellis, Leslaw Zurek, David Doyle

Hafta 5



19.09.2008

Basın

Basın her yerde aynı. Geçenlerde Türkiye u21 TD'ü Hami Mandıralı'nın Beşiktaş'ın genç devi Batuhan için söylediklerini okudum, adam resmen Batuhan için övgü dolu sözler kullanmış, inanilmaz bir yetenek olduğundan, heyecanından, golcülüğünden, iyi bir insan olduğundan, geleceğin starı olacağından bahsetmiş, sadece roportajın bir bölümünde bir abi nasihatı şeklinde "davranış sorunlarını aşarsa çok iyi futbolcu olacak" demiş ama roportajın başlığı "Batuhan'ın davranış bozukluğu var". Bu başlık ayıptır, roportajın tek negatif yerini(aslında orası da negatif değil sadece bir nasihat) alıp kullanmak söleyene de söylenene de haksızlık.

Bu olayın bir benzeri Liverpool'lu Kuyt'ın başına geldi. Hamburg'un başında olan Martin Jol'un Kuyt'a yaptığı transfer teklifi üzerine Kuyt'a bu konudaki görüşleri soruldu. Kuyt, Jol'un en iyi Hollanda'lı TD lerden olduğunu, Liverpool'da mutlu olduğunu ama gelecekte onunla çalışmayı isteyebileceğini söyledi ama röpotajın başlığı; "Hamburg'a gitmek istiyorum".

İngiltere'de bile basın olayı böyle işliyor artık ümidi kesebiliriz sanırım...

Pure Groove Records






Threefoldarchitects'in Pure Groove Records için Londra Smithfield'da tasarımını yaptığı mağaza. Albüm satışlarının yanında kitap-dergi satışı, canlı performansların ve sergilerin de yapıldığı mekan, ayrica firmanın ofisi olarak da kullanılıyor.

Terry'nin kırmızı kartı

Geçen hafta oynanan ve Chelsea'nin 1-3'lük galibiyetiyle biten Man City-Chelsea maçında kaptan Terry'nin kırmızı kartının ardından başlayan tartışmalar hala devam ediyor. Son olarak İngiltere'de hakemlerin kralı Keith Hackett, Terry'nin kırmızı kartını, Terry faulü yaptığı sırada son adam olmadığı gerekçesiyle iptal etti ve önümüzdeki hafta Man Utd ile oynayacak Chelsea'de herkesi sevince boğdu. Karşı taraftan ise tabiki tam tersi reaksyonlar geliyor, Sir Alex her zaman olduğu gibi isyan bayrağını çekti. Pozisyonun vidyosu aşağıda yorum sizin! Büyük maç öncesi sinirler iyice gerildi, Terry savaşını Chelsea kazandı, sahada kim kazanacak beklemedeyiz...



Chelsea 4 - Bordeaux 0



18 aydır ilk defa 2 maç üst üste aynı 11 ile maça başlayan Chelsea, Fransa ile dünya kupası kaldıran Blanc'lı Bordeaux karşısında rahat kazandı. Blanc'ın TD'lük kariyerinin ilk CL maçı olması, Drogba'nın cezasının bitmesi, eski Liverpool'lu Diarra'nın, eski Charlton'lı Diawara'nın sahada, eski Man U'lu Bellion'un kulübede olması maçın satır başlarıydı. Chelsea rahattı, maçı Lampard ve Joe Cole ile erkenden kopardılar, sonrası da bitse de gitsek modunda geçti. Scolari'nin de ilk CL galibiyeti oldu ama güzel skora rağmen Portekiz'li oyundan hiç memnun kalmamış! "geliştirmemiz gereken çok şey var" dedi "Big Phil". Avrupa'da da iyi başladılar, cezası biten Drogba ile grubu rahat geçerler...

Dynamo Kiev 1 - Arsenal 1



Wenger her zaman olduğu gibi faturayı tamamen hakeme kesti. Kiev'li oyuncuların zaman geçirdiklerini ve Walcott'u parçalamaya çalıştıklarını söyleyerek "hakem bunlara seyirci kaldı" dedi. 1998 ve 2003'de Dynamo Kiev'e iki kere kaybeden Arsenal, bu maçta da Bangoura ile 1-0 yenik duruma düştü, son saniyede kaptan Gallas ile gelen gole çok sevindiler tabiki ama çok gol kaçırdıkları için kaçan 3 puana da üzüldüklerine eminiz. Gallas ilginç bir şekilde bu sezon Avrupa kupalarındaki 3. golünü attı, takımın süpriz golcüsü oldu. Son haftanın hattrick kralı Togo'lu Adebayor, Ukrayna'da biraz cömert davranınca bir puan kaçınılmaz oldu.

Man Utd 0 - Villareal 0





Ronoldo'ya kavuştu şeytanlar. Aylar sonra az da olsa sahne aldı superstar ama Jonny Evans'ın kafa vuruşu hariç bırakın gol atmayı gole yaklaşamadı bile kırmızılar ve hayal kırıklığı 0-0. Gary Neville'in Mart 2007'den beri ilk kez ilk 11'de başlaması bir başka küçük not, maçın en net pozisyonunu sarı denizaltılardan Guille Franco yakaladı diyebiliriz, Utd'ın Kore'lisi Park'ın düşürülüşü net penaltıydı, hakemin hata hanesine yazılsın. Kısacası son şampiyon turnuvaya kötü başladı ama başta söylediğimiz gibi Ronaldo döndü ya! işte bu herşeyi unutturur.


Bir Gerrard klasiği

18.09.2008

Marseille 1 - Liverpool 2



Marsilya attı Velodrom yıkıldı ama 3 dakikada 2 gol gördüler kalelerinde, sevinç kısa sürdü. Gerrard iş başındaydı, kaptan her zaman olduğu gibi Liverpool'u ipten aldı. Klasik demeçler Benitez'den, "Gerrard fantastikti, Marsilya'nın üzerimize geldiği dakikalarda çok açık yakaladık ama değerlendiremedik, daha iyi olabiliriz bunu biliyoruz"

Liverpool birer farklı galibiyetlere devam ediyor, çekirge nezaman takılacak diye mi düşünmek lazım, yoksa bu takım formunu bulana kadar çirkin kazanmalar iyidir mi demeliyiz bilemedik, zaman gösterecek.

17.09.2008

Man Utd sakin


Ünlü sigorta firması AIG'nin iflasının ardından forma sponsoru olduğu Man Utd'da sakinlik hakim. İş dünyasında bu tip olayların yaşanabileceğini belirten Glazer ailesinden bir yetkili, 4 yıllık anlaşmalarının olduğu AIG'den alacaklarından tek parti kaldığını söyledi. Zaten bu sakinlik açıklamalarının ardından ABD merkez bankası, AIG'ye 85 milyar dolar kredi vereceğini açıkladı ve ortalık biraz olsun duruldu.

John Barnes reggea yapacak



Evet futbolu bıraktıktan sonra kısa bir Celtic macerası hariç kendini medya işlerine veren Liverpool'un efsane 10 numarası, 44 yaşındaki John Barnes, Rene Simoes'in kovulmasının ardından 1 yıllığına Jamaika milli takımının başına geçti. Çok iyi bir menajer olması bekleniyordu ama o nedense bu yaşına kadar medyayı tercih etti, kariyerinde dönüm noktası olması dileğiyle.

15.09.2008

Tim Cahill = Everton



Her sene üzerine koyarak yükselmeye çalışan Everton'ın birkaç üst düzey oyuncusu var ama bunlardan biri var ki neredeyse takım onsuz bir hiç! evet Tim Cahill'den bahsediyoruz. Türk gazetelerinin klasik demeci vardır biz de Cahill'i bu demeçle selamlayalım; "Everton Cahill ile güzel". Cahill'li, Cahill'siz Everton aşağıda buyrun inceleyin...

Cahill'in oynamadığı maçlar : O 23, G 8, B 6, M 9
Cahill'in oynadığı maçlar : O 19, G 13, B 4, M 2

Haftanın benzeri

Mr Jones





İngiliz tasarımcı Crispin Jones'un Mr Jones firması için tasarladığı birkaç model...

Londra Dizayn Festivali 08





Eylül'de başlayacak olan festivale katılacak TEN Design Group'un birkaç tasarımı...

Veloso Ada'ya mı geliyor?



Sporting Lisbon'un 22 yaşındaki ortasaha oyuncusu Miguel Veloso, gösterdiği performansın ardından menajeri Paulo Barbosa'nın açıklamalarına göre ocak transfer dönemi için Man Utd ve Arsenal'ın listelerine girmiş, rakam 16 milyon civarında. Anlaşılan o ki menajeri piyasa arttırma çalışmalarına 4 ay önceden başlamış, bakalım bu açıklamalar Veloso'yu İngiltere'ye getirecek mi?

Ince'den ilginç transferler


Evet 33 yaşına gelen Fowler'ı 3 aylığına renklerine katan Blackburn menajeri Paul Ince ikinci beklenmedik transferini de Cristanval ile yapacağa benziyor. Bir süredir kulup bulamayan Fransız'ı idmanlara davet etti ve birkaç gün içinde sözleşme imzalatacak. İkinci bahar transferleri devam ediyor Blackburn'de!

Zola ve West Ham Utd



Evet Zola yeniden Londra'da! ama bu sefer menajer olarak ve West Ham için! Chelsea'nin yabancı oyunculara kapılarını açtığı dönemin en parlak oyuncularındandı İtalyan. Heykeli dikilecek kadar efsane oldu, futbolu bıraktı, durdu durdu Chelsea'nin kan davalısına menajer olarak geldi. Sorular bu yönde oldu tabiki, o da futbolculuk döneminin çoktan geride kaldığını ve artık herşeye sıfırdan başladığını söyledi. Soyunma odasından güzel reaksyonlar geliyor, Upson çok şaşırdıklarını ama Zola'nın takıma bir kültür getireceğini düşündüklerini söyledi. Yeri gelmişken söyleyelim Zola 3-2 kaybedilen WBA maçını tribünden izledi.

Mike Ashley sonunda çark etti


Bundan tam 16 ay önce acıların takımı Newcastle Utd'ı 146.000.000 Paunda satın alan Mike Ashley resmi olarak kulübü satacağını açıkladı. Kevin Keegan'ın, bu yaz yaptığı Fabricio Coloccini, Jonas Gutierrez, Xisco transferlerine rağmen Milner'ın satılması, Owen'ın satılması için uğraşılması yüzünden takımdan kopması ile taraftarın büyük tepkisini alan Ashley tekliflere açık olduğunu söyledi. Bukadar uğursuz bir kulup olamaz, resmen lanetlenmiş bir camia bu Newcastle! kaliteli takım sayısının her geçen sene yükseldiği İngiltere'de istikrarı bir türlü sağlayamayan Magpies'ın çöküşü nerede sonlanacak merak ediyoruz...